Ayşenur Arslan hakim karşısında: ‘Yargı yoluyla boğmaya çalışıyorsunuz’

Gazeteci Ayşenur Arslan, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, 4 Mart’ta tahliye olan Halk TV Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve çok sayıda gazeteci destek için katıldı.
Mahkemede savunma için hazır bulunan Ayşenur Arslan, “Ben bu programda 50 yıllık gazetecilik tecrübesiyle intihar eylemi konusunda araştırma yapmış biri olarak konuya dikkat çekmiştim” dedi.
“Suçsuzum’ demek bile bana zul geliyor” diyen Arslan, “Terör propagandası asla yapmadım yapmam. Ben gazeteci olarak olayı araştırır arkasında ne var bakarım” ifadelerini kullandı.
‘AYŞENUR ARSLAN’I YARGI ELİYLE BOĞMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ’
Arslan’ın ardından söz alan Avukat Ziya İlker Göktaş, müvekkilinin suç kastı olmadığına dikkat çekti. Göktaş, “Somut olayda propaganda suçunun unsurları oluşmamıştır. Bu iddianame ifade ve düşünce özgürlüğü açısından üzücüdür” dedi.
Avukat Sebla Öztürk Başarır, Arslan’ın amacının görünür gerçekliğe uygun biçimde kamuoyunu bilgilendirmek olduğunu söyledi ve beraat talep etti.
Başarır’ın ardından konuşan Avukat Uğur Poyraz ile mahkeme başkanı arasında tartışma çıktı. Mahkeme başkanı, “Sözlerimizi çarpıtmayın” dedi. Poyraz, sözünün kesilmemesi gerektiğini ifade etti. Poyraz, “Arslan’ı 75 yaşında yargı yoluyla boğmaya çalışıyorsunuz. Halkın sesini boğmaya kalkan hiçbir iktidar ayakta kalamadı” dedi.
Esas hakkındaki mütalaasını hazırlayan savcı, Arslan’ın sözlerini, “şiddeti çağıran ve şiddet ortamını kışkırtan söylemler” olarak değerlendirerek, gazetecinin “örgüt propagandası” suçundan cezalandırılmasını istedi.
Duruşma, 6 Mayıs’a ertelendi.
Ne olmuştu?
Ayşenur Arslan hakkında, 2 Ekim 2023’te Halk TV’deki programda, Meclis açılışı sırasında İçişleri Bakanlığı’na yapılan terör saldırısıyla ilgili haberi Medya Mahallesi programında yorumlamıştı.
Arslan şu ifadeleri kullanmıştı:
“Belki kendisini patlattı denilen kişi, terörist üzerinde ya da arabada uzaktan kumandalı patlayıcı olduğunu bilmiyordu. Çünkü o kadar manasız ki gelip hiçbir şey yapamadan ölünmez. Bana sorarsanız her şeye aykırı durup dururken kendini patlatmış. Ama esas olarak bu benim aklıma takılan şeylerden biri iddia edemem elbette. Ama bir arabanın şoförü öldürülerek neden… O kadar kolaydır ki kilidiyle açacaksınız düz kontak çalıştıracaksınız bombayı şey yapıp gideceksiniz. Ankara’da bunu yapmak varken neden Kayseri’de birini öldürerek ben geliyorum, bombalar sırtımızda, tabanca belimizde mi, nedir yani?”
Arslan bir gün sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi polislerince Çağlayan Adliyesi’ne götürülmüştü. İfadesi alınan Arslan serbest bırakılmıştı.
Ayşenur Arslan’a ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlaması yöneltilmişti. Arslan’ın “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan bir yıl 6 aydan, 7 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edilmişti.
Arslan hakkındaki iddianamede, programdaki sözleriyle ilgili “Bu söylemin toplum içerisinde kargaşa ve infial oluşturacak nitelikte terör örgütleri tarafından gerçekleştirilmesi muhtemel eylemlere yönelik yol gösterici ve fikir verici olduğu” değerlendirmesi yapılmıştı.
Arslan savcılık ifadesinde şunları söylemişti:
“Cümlelerim gelinen noktada her ne kadar maksadını aşmış olsa da kast ettiğim ve işaret etmek istediğim nokta şu idi; görevine yeni başlayan İçişleri Bakanı’nın son zamanlarda koordinesinde üst üste gerçekleştirilen ve suç örgütlerine ağır darbeler vuran operasyonlar sonrasında kendisine yönelik bir mesaj olabilir düşüncesi bende hasıl oldu; zira, son zamanlarda uyuşturucu tacirlerine ve çıkar amaçlı suç örgütlerine gerçekleştirilen çok sayıda operasyon oldu.
Eylemin gerçekleştirilme biçimini düşünerek acaba bir takım suç odakları benzetme yaparak emniyet teşkilatına ve İçişleri Bakanlığı’na sindirme mesajı veriyor olabilir diye düşündüm. Ne programda ne de şu an ifadem esnasında terörü güzelleyici ya da meşru gösterici bir ibare kullanmam söz konusu olamaz. Meydana gelen eylemi programda olduğum gibi burada da lanetliyorum.”